Hindistan'ın Kanpur kentinden gelen Hintli şair ve romancı Rahul Kohli üretken bir yazardır. Çok sayıda kitap, şiir ve denemenin yanı sıra çeşitli oyunlar da yazmıştır. Ancak edebiyat dünyasına aşina olanlar için Kohli'nin eserlerinin çoğu takma adlar altındadır. 2003 yılında Kohli ilk kitabını kendi adıyla yayınladığında bazı okur ve yazarların sert eleştirileriyle karşılaştı. Yazdıklarını 'hatalı', 'klişe' ve 'aceleye getirilmiş' olarak değerlendirdiler. Birçok okuyucu eserini duygusal açıdan etkileyici bulsa da, bazıları imgelerinin tam olarak kavranamayacak kadar canlı ve korkutucu olduğunu düşündü. Dijital teknolojinin insanların hayatlarını beklenmedik şekillerde dönüştürdüğü gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, işe alım süreçlerindeki bu değişikliklerin nasıl olumlu bir gelişme olabileceğini görmek kolaydır. Bu örneklerin de gösterdiği gibi, tüm dönüşümler olumsuz değildir.
Dijitalleşme, başlangıcından bu yana işe alım süreçlerinde devrim yaratıyor. Zamanda bir adım geriye gidildiğinde, açık iş pozisyonlarına aday bulmak için kağıt tabanlı formlar kullanmanın ne kadar zorlu bir iş olduğu düşünülebilir. İşverenler, gereksinimlerine uygun bir aday bulmak için form yığınlarını elemek zorunda kalırlardı. Daha sonra, iş teklifi yapmadan önce belgelerini doğrulamak için her başvuru sahibinin bilgilerini bir sisteme girmeleri gerekir. Bu süreç zahmetli ve zaman alıcıdır, ancak gereklidir; işverenlerin yalnızca nitelikli adaylarla iletişime geçmesini ve gereksinimlerini karşılamayanları hariç tutmasını sağlar.
Buna karşılık, doğru yapıldığında, dijital işe alım geleneksel yöntemlerden daha ucuzdur. Öncelikle, başvuru sahiplerinin artık işe alım belgelerini sağlama maliyeti için ödeme yapmasına gerek yoktur; işverenler artık bu bilgilere kendileri erişebilir. Dijitalleşme ayrıca, işe alım uzmanlarının her bir potansiyel çalışanla zaman dilimleri planlamak yerine, boş zamanlarında başvuru sahipleriyle sanal görüşmeler yapmalarına olanak tanır. İşverenler artık adaylarla mülakat yapmak için tesislerinde yer kiralamak zorunda kalmıyor; bunun yerine işyerlerindeki toplantı odalarını veya Google Meet gibi çevrimiçi platformları kullanabiliyorlar. Ayrıca, şirketler artık potansiyel çalışanlar için fiziksel posta adreslerine ihtiyaç duymuyor - dijitalleşme, adreslerin kağıt formunda olduğu kadar çevrimiçi olarak da görünmesine olanak tanıyor. Bu avantajları uzaktan görmek kolay olsa da, dijitalleşme diğer alanlarda da yaratıcı değişikliklere yol açtı - yani işe alma prosedürleri.
Örneğin, bir şirkete iş başvurusunda bulunurken, iş arayanların işe alım yöntemleri söz konusu olduğunda yalnızca bir avuç seçeneği vardı. Günümüzde dijitalleşme bu seçenekleri hayal gücünün ötesinde genişletti. Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformlarının kullanımı, uygun çalışanlar arayan kuruluşlar için yeni fırsatlar yarattı. Şirketler, sosyal medya platformlarını kullanarak pozisyonların reklamını yapabilir ve ilgilenen adayların doğrudan e-posta veya kısa mesaj yoluyla kendileriyle iletişime geçmesini bekleyebilir. Ayrıca, çevrimiçi forumlar, şirketlerin açık pozisyonlarla ilgili olarak doğrudan etkileşime geçebilecekleri aktif bir potansiyel çalışan havuzu sağlamaktadır. Dijitalleşme insanları hem ekonomik hem de yaratıcı açıdan güçlendirdi; hayatı kolaylaştırdı ve hem bireysel hem de kurumsal düzeyde büyüme için daha fazla fırsat sağladı.
Bu fikirlerden yola çıkarak dijitalleşme, işe alım sürecini sadece teoride değil pratikte de bir bütün olarak iyileştirmek için uygun bir çözüm gibi görünüyor. İşverenler artık potansiyel işe alımlar hakkında fiziksel olarak toplamak zorunda kalmadan daha fazla bilgiye erişebiliyor; bunun yerine elektronik kayıt sistemleri veya sosyal medya kanalları aracılığıyla bu bilgilere uzaktan erişebiliyorlar. Dijitalleşme, işverenler ve potansiyel çalışanlar arasındaki etkileşimi de hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor.